-
1 reposer
Iv ia durmakb fig dayanmak◊Sa théorie repose sur une idée simple. — Kuramı basit bir fikre dayanıyor.
2 laisser reposer dinlendirmek3 gömülmek◊Il repose au cimetière du village. — Köy mezarlığında gömülü.
IIv t1 délasser dinlendirmek◊Cette musique me repose. — Bu müzik beni dinlendiriyor.
2 mettre, poser dayamakv tposer de nouveau yerine koymak